Skip to main content

Posts

Showing posts from November, 2019

İmran ve Meryem

Kuran'daki İmran'ın soyu suresinde iki seçilmiş soydan bahsedilmekteydi. Biri İbrahim, diğeri İmran.  Tarihe ve eski ahite bakınca İbrahim'i gayet iyi tanıyoruz ama İmran denince karşımıza tek bir karakter çıkıyor. Musa'nın babası İmran. Peki kimdir bu İmran, ne yapmıştır, nasıl yaşamıştır, soyu neden seçilmiştir, net bir bilgimiz yok Bazı müfessirler der ki, "Hikaye çok başkadır" lütfen beklesinler... Tevrat'a göre tek seçilmiş soy İbrahim'e aittir. İsrailoğulları, seçilmiş kavimdir. Tanrı bile onların özel tanrısıdır. Hikaye kendi içinde tutarlıdır. İbranice metinlere baktığımız zaman, İbrahim'in yazılışı "Abram", İmran'ın yazılışı ise "Amram" olarak karşımıza çıkar. "Abram" ile "Amram" ın birbirine bu kadar benzemesi enteresandır. Münkirlerden bir kısmı der ki "Hz.Muhammed Abram ile Amram'ı karıştırmış olabilir" Müminler der ki "Böyle bir karıştırma söz konusu değildir, Abra

İkra

Kuran 23 senede ve parça parça gelmişti. Peygamberliğin başlaması Alak Suresi'nin ilk 5 ayetiyle oldu. Hz.Muhammed Cebrail'i yeryüzünde sadece bir kez ve mağarada görmüştür. Cebrail'in ilk emri "İkra" yani "Oku" dur. Hz.Muhammed okuma yazma bilmiyorsa, ilk emir "Oku" olduğu ve kalem kullanmaktan bahsettiği halde, buna rağmen okuma-yazma öğrenmediyse, bu durumda Hz.Muhammed'in Cebrail'i kaale almadığı anlamı çıkar. Kuran'daki diğer emirlere uyulmasını da tartışmalı hale getirir. Hz.Muhammed okuma-yazma biliyorsa, hayali bir varlık ona "oku" diye emrediyorsa, ortada okunacak bir şey olması umulur, aksi halde "Ne okuyayım" cevabı verilmesi beklenir. Düz bakış açısıyla bakarsak hayali bir varlık, kendisini bile tanıtmadan tam olarak şiir tadında şu sözü söylüyor ve kayboluyor: "Oku, yaratan rabbinin adıyla, seni kan pıhtısından yarattı, kerem sahibi Rabbin kalem kullanmayı öğretendir" Cebrail kendini

Hucurat Suresi Okuyan Bir Mümin

Allah'ın kitabı Kuran'a inanan herkes için Kuran'ın tek bir suresinin dahi eşi ve benzeri yapılamaz. İşbu eşsiz ve benzersiz surelerden biri de Hucurat Suresi'dir.Bu duygularla sureyi okumaya başladım.  Bismillahirrahmanirrahim diyerek bu sureden istifade edebilmek adına giriş yaptım. "Ey İman Edenler" diye başlıyordu sure. Yani ilk ayet direkt olarak bana hitap ediyordu. "Allah'ın ve peygamberinin önüne geçmeyin" diye devam ediyordu. Tam anlayamadım ama bir kul olarak zaten öyle bir niyetim yoktu, devamı da bildiğim şeylerdi, ikinci ayete geçtim.  Yine "Ey İman Edenler" diye başlıyordu bu ayet, bu sefer konstrasyonum doruktaydı, denileni yapacaktım. "Sesinizi peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin" diyordu, öylece kalakaldım. İyi de peygamberi hiç görmemiştim ki, sesimi nasıl peygamberin sesinin üstüne yükseltebilirdim. "Birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın" diye devam ediyordu. Peygambere nasıl bağır

Nuh Tufanı Bölgesel Mi Evrensel Mi

Nuh Tufanı, tarihte değişik versiyonlarla birçok efsanede yer almaktadır. Ancak tufanın tüm dünyada mı, belli bir bölgede mi olduğu konusunda tereddütler vardır. Biz başta Kuran ve daha sonra Tevrat önderliğinde hikayeye bakalım. Nuh hikayesi iki kitapta birbirine paraleldir. Örneğin her iki kitaba göre de Nuh peygamber, kavminin içinde 950 yıl yaşamıştır. (Tekvin,9/29) ve Kuran 29/14   Ellah'ın amacının bütün canlıları yok etmek olduğunu aşağıdaki ayetlerden anlıyoruz. En azından bize verilen algı bu: İNSANLAR : Tevrat'ta "Tanrı Nuh'a insanlığa son vereceğim dedi" (Tekvin,6/13) Kuran'da ise "Nuh dua etti, Allahım yeryüzünde kafirlerden hiç kimseyi bırakma" (Nuh,71/26) HAYVANLAR : "Her cins canlıdan birer çift al" (Kuran:11/40) "Sağ kalabilmeleri için her canlıdan birer çift al" (Tevrat-Tekvin:6/19) Hem Kuran hem Tevrat'ta, iman eden küçük bir kesim dışında insanlığın tamamının, ve birer çift hayvan dışında hayvanların

Ashab-ı Kiram

Ashab-ı Kiram denince aklımıza ilk olarak Bilal gelir, Zeyd gelir, belki Ammar gelir, Hatice gelir ve mübarek insanlar olduklarını düşünürüz. Bu saydığım insanlarıın samimiyetleri takdire şayandır. Ancak peygamberi her gören ve onu dinleyen insanların hepsi için bunu söyleyebilir miyiz? Allah Resulü'nün veda haccında bulunan sahabi sayısının 120 bin civarında olduğu söylenir. Yani Peygamberin ölümünden sadece 2 ay önceki sahabi sayısı en az 120 bindir. Ama peygamber öldükten sonra Mekke ve Medine dışındaki hemen her yer İslamiyet'i terk ettiklerini açıklamışlar. Hz.Muhammed'in suratına bakıp "Evet sen peygambersin Ya Resulallah" diyen en az 100 bin kişi Secah'ın, Tüleyha'nın, Müseylime'nin suratına bakıp "Evet sen peygambersin Ya Resulallah" demişler. 100 bin kişi...... Ancak Halid bin Velid kumandasındaki ordu, kimi zaman büyük kayıplar da vererek isyan eden grupları dize getirmeyi başarmış. Müseylime'ye "Resulallah" diyenl

Tevrat

Allah der ki "Benim bu kitabım Kuran, önceki kitabım Tevrat'ın doğru olduğunu kabul eder" 3/3 , 10/37 Allah der ki "Önceki kitaplarım da doğrudur, bu kitabım Kuran da doğrudur"  35/31 Allah der ki "Bu kitabım Kuran, önceki kitaplarımı hem doğrular hem de koruyup kollar" 5/48   İki kitap arasında fark var mıdır? Evet! Allah der ki "Kuran, Tevrat'ı Arap lisaniyle açıklamıştır" 46/12 Yani Allah diyor ki, ne Kuran'ın ne Hz.Muhammed'in ne de herhangi bir müslümanın Tevrat'ı yalanlamak gibi bir görevi yoktur, herhangi bir müslümanın haddi de değildir, Allah Tevrat'ı korur. Peki hangi Tevrat? Halihazırda bulunan o dönem Yahudilerinin okuduğu Tevrat mı, yoksa eski zamanlarda yazılmış ama gerçeği kaybolup gitmiş Tevrat mı? Allah buna da cevap veriyor "Halihazırda o dönem Yahudilerinin ellerinde bulunan Tevrat'ı doğruluyorum" diyor. 2/89 Allah diyor ki "Benim peygamberim, halihazırda Yahudilerin yanında bu